Madde 77
Bu madde ile Cumhurbaşkanı ve milletvekilleri seçimleri aynı gün yapılacağı belirtilmektedir. Bu şekilde yapılacak bir seçimde muhtemelen Cumhurbaşkanı adayı olan kişinin partisi mecliste çoğunluğa sahip olacaktır ki bu diğer maddeler ile birlikte düşünüldüğünde devletin tek sesli olmasına neden olacaktır.
Madde 101
Cumhurbaşkanı Tarafsızlık özelliğini kaybetmiş ve partili özelliğini öne çıkararak önümüze patron yönetimindeki şirket yapısını getirmektedir. Bu durumun olası sonucu ise bugüne kadar olmadığı kadar parti devleti olması anlamına geliyor.
Madde 106
Cumhurbaşkanı, seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır. Cumhurbaşkanı nasıl sorgulanamaz ve yargılanamazsa bu yardımcılar da aynı yetkilere ve haklara sahiplerdir. Bu kadar mı hayır tabi ki. Bakanları da Cumhurbaşkanı seçer. Seçtiği kişiler bir tek Cumhurbaşkanına hesap verir. Bu kişiler görevde bulundukları sırada herhangi bir suç işlerlerse yargılanmaları imkansız denebilir. Gene kandırıldık diyecek bütün suçlardan yırtacaklar.
Madde 87
Cumhurbaşkanı Bakanları tek başına ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayı olmaksızın göreve atayacağı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Hükümet üzerinde anayasal araçlar yoluyla herhangi bir siyasî denetim sahibi olamayacaktır.
Madde 98
Yasama Organı’nın (TBMM) Yürütme’yi (Cumhurbaşkanının seçtiği Bakanları ve yardımcılarını) hukukî yollarla denetlenme imkânlarının ortadan kaldırır. Sorgulanamaz bir yönetim getirilmiş olur. Muhalefet olmanın tüm yolları kapatılmış olur. Bu durum Cumhuriyet rejimlerinden ziyade, Monarşi (Kraliyet) rejimlerini andıran bir Yürütme organıdır.
Madde 116
Cumhurbaşkanı isterse seçimlerin yenilenmesini isteyebilir. Beğenmediği bir meclis tablosu çıkarsa seçimleri geçersiz sayıp yeniden seçim olmasını isteyebilir. Bu süre boyunca kendisi görevine devam eder. Kendi istediği meclis yapısı oluncaya kadar seçimleri yeniden yaptırabilir. Herhangi bir sınırlaması yoktur. Olağanüstü seçim hali diye bir sürece şahit olabiliriz.
Madde 104
Cumhurbaşkanı olağan durumlarda bile istediğinde Kararnameler çıkararak ülkeyi yönetebilmesi anayasal olarak garanti altına alınmak isteniyor. Bu kararnameler sorgulanamaz ve bir başka kurum tarafından değiştirilemez niteliktedir. Ayrıca Devletin Üst kademesinde çalışan Kamu yöneticilerinin, Müsteşarların atanması da Cumhurbaşkanı tarafından yapılacak. İstediğinde bunları görevinden alıp yerlerine yenilerini görevlendirebilecek. Bir kişinin devleti gibi geliyor kulağa değil mi?
Madde 93
Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde olduğu zaman bir tek Cumhurbaşkanı tarafından çağırılabilir. Bu da TMBB’nin anayasal sistem içindeki merkezî konumunu ve kendi çalışma düzeninin belirlenmesi yetkisinin Cumhurbaşkanına verilmesine neden oluyor.
Madde 89
Kanunların Cumhurbaşkanı tarafından yayınlanması esasını belirleyen yasaya tek başına bakıldığında bir sorun yok gözükürken, maddeye bütün maddeler ile birlikte bakıldığında bir yanda “Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri”, diğer yanda Cumhurbaşkanı ile paralel siyasî çoğunlukların “uyumlu yasama eylemleri” ve en nihayetinde, çok istisnai farklılaşma durumlarında da Cumhurbaşkanı’na tanınan “güçlü veto yetkileri”, sistemdeki tüm yasama çıktılarının tek tipleşmesi sonucunu doğuracak ve TBMM, fiilen büyük ölçüde etkisizleştirilmiş olacaktır.
Madde 119
Cumhurbaşkanı tek başına belli bölgelerde ve ülke genelinde 6 ay boyunca Olağan üstü hal ilan edebilir.
Madde 161
Cumhurbaşkanı Devletin Bütçesini de kendisi belirler ve meclise sunar.
Madde 76
Milletvekili olabilmek için 18 yaşını doldurmanın yeterli olduğu belirtilmektedir.
Madde 75
Meclis üye sayısı arttırılarak 600 vekil olması sağlanmaktadır. 550 sinden ne demokrasisi gördük ki 600 vekilden görelim. Parti başkanının sözü ile ellerini kaldırıp indiren bir topluluk haline gelmiş bir çoğunluktan bahsediyoruz.
Madde 105
Bu madde Cumhurbaşkanı’nın görevi dışında işleyeceği suçlar dahil ömür boyunca yargılanmasını imkansız kılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçimi ile aynı gün yapılacak milletvekili seçimlerinde millet meclisinin çoğunluğu Cumhurbaşkanını partisinden olacağı yüksek ihtimaldir. Cumhurbaşkanını vatana ihanet dışında işleyeceği herhangi bir suçtan yargılanabilmesi için meclisin üçte ikisinin oyu gerekmektedir ki bu imkansız. Ayrıca bu olsa bile Anayasa mahkemesinin üyelerinin çoğunluğunu gene aynı Cumhurbaşkanı seçmektedir. Siz düşünün yargı önüne çıkabilse dahi kendi seçtiği hakimler ne karar verir?
Madde 146
Anayasa Mahkemesi üye sayısı 15 e düşürülmüş ve bu üyelerin seçiminde
• 3 Üyesi, Cumhurbaşkanının iktidar partisi genel başkanı olarak kontrol ettiği Meclis tarafından seçilmekte,
• 3 Üyesi, üyelerini Cumhurbaşkanının belirlediği YÖK tarafından önerilmekte ve Cumhurbaşkanı tarafından seçilmekte,
• 4 Üyesi, belli kategori isimleri arasından doğrudan Cumhurbaşkanınca seçilmekte.
• Kalan 5 Üye de Yargıtay ve Danıştay’ın gösterdiği adaylar arasından yine Cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.
Özetle, Anayasa Mahkemesi’nin neredeyse tüm Üyeleri bir şekilde Cumhurbaşkanı tarafından seçilmiş ve atanmış olmaktadır.
Siz düşünün adaletin bağımsız ve tarafsızlığını?
Madde 159
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Hakimler Savcılar Kurulu olarak adındaki Yüksek çıkarılmıştır. Bu 12 üyeden oluşan Kurul’un 5 üyesinin doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanması öngörülmektedir. Kurul’un başkanlığını yapacak olan “Adalet Bakanı”nın da zaten Cumhurbaşkanı tarafından atanan bir kişi olduğu düşünüldüğünde, Kurul’un toplam 12 üyesinin 6’sı Cumhurbaşkanınca bizzat belirlenmiş olacaktır. Bitti mi ? hayır tabiki de
Kurul’un kalan 5 üyesi de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından atanacak; yani Cumhurbaşkanı’nın genel başkanı olduğu siyasî parti’nin çoğunlukta olacağı bir Meclisten bahsediyoruz. Bu üyelerde gene Cumhurbaşkanının Partisine önereceği isimler olacağı kuvvetle muhtemeldir. Yani 12 üyenin 12 side Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek.
Madde 142
Askeri mahkemeler sadece savaş durumlarında kurulur. Disiplin davları dışında askeri mahkemeler kurulamaz.
Madde 9
Şaka gibi bir madde değişikliği. Yargının bağımsız ve tarafsız mahkemelere kullanılması tanımlanır. Fakat şunuda sormak lazım Hakimler Savcılar (Yüksek) Kurulunu ve Anayasa mahkemesinin çoğunluğu Cumhur başkanı tarafından belirlenecek olan bir yargı ne kadar bağımsız olabilir?